8 Ekim 2012 Pazartesi
İki yazayım
Şifayı kaptım öncelikle. Perşembe akşamı halısahadan sonra üşütmüşüm, cuma biraz zorladı sonra cumartesi geçer gibi oldu. Ama dikkat etmedim cumartesi akşamı ev-bahçe partisi, soğuk biralar derken dün bugün salya sümük yatıyorum.
Neyse azıcık geriden alayım. Eylülde dokuz günlüğüne memleketteydim. Çok iyi geldi. Her günü ayrı güzel geçti. Sanıyorum fazla özlemden olsa gerek, tanık olduğum çirkinlikler bile fazla dikkatimi çekmedi, refleks olarak hep bi güzel taraflarını gördüm. Döndükten sonra burada daha iyi vakit geçirdiğimi farkediyorum. Bi de bu ara bi ton yeni insanla tanıştım, gecenin bi vakti tanıştığım leş tiplerle sabahladım filan.
Neyse mümkün mertebe tadını çıkartmaya çalışıyorum evsimin diyelim. Bir yandan da ufaktan evs sonrası napcağımı düşünmeye başladım. Bakalım neler olacak.
Düşünecek, konuşacak çok şey olsa da bunları dile getirmenin fazla bir anlamı yokmuş gibi geliyor. Öyle kısa, özet ve üstünkörü.
13 Temmuz 2012 Cuma
otuz
yaşamaktan korkmak ve iyi bir yaşama karşı umutsuzluk arası nasıl bir yer ise öyle bir yerdeyim. camus'un peşinde olduğu soruyla beraberim son birkaç yıldır. insan yaşamı neden yaşanılır bulur?
ve cevaben insanın derinlerinde bir yerlerde herşeyin daha iyi olacağına dair çok da tanımlayamadığı bir umut olduğundan bahseder. he işte tam o derinlerdeki umudu arıyorum. belki yanıldı üstat, hiç olmadı öyle bir umut belkide. ya da sorunun cevabı kişiseldir, kişiye göre haliyle.
cevapsız da olsa yaşayacağım, bununla ilgili bir sorunum yok, soğukkanlılığıma ve ciddiyetsizliğime güveniyorum hala.
neyse, beni bu dertlere koyan şu yaşama, devrin insanlarına ve ingiliz kızlarına gelsin.
ak.
22 Nisan 2012 Pazar
home is home
önümde bir karanlık yol,
benimle yürür müsün?
zemini meçhul bir yol,
yanımda yürür müsün?
yabancı dil bi yere kadar, ah türkçe...
hiç bir kimse anlamaz beni senin gibi,
hiç bir kimse tanımaz beni senin kadar.
dumandan geldi, senin gibi.
11 Nisan 2012 Çarşamba
lets have a try...
well, nothing has changed but the language... maybe the reason is just to practice english or any other ridicilous way of my feelings' expression, whatever...
it's been almost a month here and i can say that i dont feel strange or homesick, which i find strange indeed.
i am still looking for my passions in some clubs, pubs or in homeless youth hostel, or sometimes in my housemates' eyes. I cant say i have a clue for now.
good news is that i know few people here to speak about my confuse mind or listen theirs. And also thanks to internet technology that makes possible to read, listen or watch anything from all over the world.
well, as usual, there is no new thing, i guess, it is just going on, and i am just watching life with some bad feelings caused from not to be in action. That is mostly because i have no idea what to say at the end of the day.
words... meaningless if it is just to talk.
it's been almost a month here and i can say that i dont feel strange or homesick, which i find strange indeed.
i am still looking for my passions in some clubs, pubs or in homeless youth hostel, or sometimes in my housemates' eyes. I cant say i have a clue for now.
good news is that i know few people here to speak about my confuse mind or listen theirs. And also thanks to internet technology that makes possible to read, listen or watch anything from all over the world.
well, as usual, there is no new thing, i guess, it is just going on, and i am just watching life with some bad feelings caused from not to be in action. That is mostly because i have no idea what to say at the end of the day.
words... meaningless if it is just to talk.
17 Mart 2012 Cumartesi
İnceden Newcastle
Geleli iki gün oldu, şimdilik herşey yolunda. Üç ev arkadaşım var. Kendileri programa polonya, fransa ve ispanyadan katılıyorlar. Evimiz tam hayalimdeki gibi, kırmızı tuğlalı üç katlı sıra sıra ingiliz evlerinden. Ben uçak kaçırmadığım için ispanyol pauladan önce gelip boştaki büyük odayı kapmış bulundum.
Dün önce kuruma uğrayıp haftalık harçlığımızı aldık, sonra mutfak alışverişi ve nihayet şehir merkezi gezmesine çıktık. Akşamı evde geçirdik, biraz muhabbet bir film vs.
Bugün erkenden uyanınca yakındaki parka gittim koşu takımlarımla ehe. Biraz yürüyüş biraz koşu, neyse döndüm geldim. Öğleden sonra bu defa evdekilerle basketbol oynamaya gittik aynı parka. Neyse park güzel..
Bu akşam ilk dışarı çıkmamız var. Bizden önceki gönüllülerin dediğine göre epey çılgınmış buranın gençleri, görücez. Bi de bugün irlandalılar için epey önemli olan st patrick day imiş, hareketli olacak bu gece..
Gündüz boş kalınca azıcık hasret yaptım açtım bir iki video izledim, şarkı dinledim. Sözlerime bir karadeniz türküsüyle son verirken, herkeslere iyi şeyler diliyorum işte..
Mektum yazarım mektup
Üzerini pullama
Ben yazarken ağladım
Sen okurken ağlama
Dün önce kuruma uğrayıp haftalık harçlığımızı aldık, sonra mutfak alışverişi ve nihayet şehir merkezi gezmesine çıktık. Akşamı evde geçirdik, biraz muhabbet bir film vs.
Bugün erkenden uyanınca yakındaki parka gittim koşu takımlarımla ehe. Biraz yürüyüş biraz koşu, neyse döndüm geldim. Öğleden sonra bu defa evdekilerle basketbol oynamaya gittik aynı parka. Neyse park güzel..
Bu akşam ilk dışarı çıkmamız var. Bizden önceki gönüllülerin dediğine göre epey çılgınmış buranın gençleri, görücez. Bi de bugün irlandalılar için epey önemli olan st patrick day imiş, hareketli olacak bu gece..
Gündüz boş kalınca azıcık hasret yaptım açtım bir iki video izledim, şarkı dinledim. Sözlerime bir karadeniz türküsüyle son verirken, herkeslere iyi şeyler diliyorum işte..
Mektum yazarım mektup
Üzerini pullama
Ben yazarken ağladım
Sen okurken ağlama
22 Şubat 2012 Çarşamba
üzgün
müyüm neyim...bikaç damla gözyaşı bıraktım beşiktaş çarşıya bu gece eve dönerken. sebebini bilemeyince daha bi fena oluyorum. ne üzdüki beni acaba bu kadar.
sorumsuz ve anlamsız bir kendine güven içinde miyim. yoksa samimi mi kafa karışıklığım.
insanın tutkusuz kalması diye bişey var mı gerçekten.
doğrular ve gerçekler arasında bi ben miyim bu kadar bunalan.
beklentilerim mi çok yüksekti hayattan ve ne beklemeliyim. utanmasam depresyondayım diyesim var.
sorumsuz ve anlamsız bir kendine güven içinde miyim. yoksa samimi mi kafa karışıklığım.
insanın tutkusuz kalması diye bişey var mı gerçekten.
doğrular ve gerçekler arasında bi ben miyim bu kadar bunalan.
beklentilerim mi çok yüksekti hayattan ve ne beklemeliyim. utanmasam depresyondayım diyesim var.
19 Ocak 2012 Perşembe
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)