29 Ekim 2011 Cumartesi

Nihayet

Ve zamanı geldi. Belirsizlikler ve parasızlıklar panik eşik değerine nihayet yaklaştı. Mevsimin getirdiği kasvet ve dünyadaki tatsızlıklarla birlikte bakalım ne kadar daha yükselecek. Temelde önceki yıllara göre bir farkı yok gibi geliyor. Tek fark artan sosyal baskı-kişisel inanç-(sızlık) döngüsü.

Tercihlerim konusunda hep zorluk yaşadığımı hatırlıyorum. Ama her defasında ilerde bir zamanlarda herşeyin yoluna gireceğine dair bir inancım vardı. Bir süredir yok. Sanırım o ilerdeki zamanlara yaklaştığımı düşünüyorum.

Bi kaderin cilvesi bişey olsa bari.

12 Temmuz 2011 Salı

Bodrum

Assosta baslayan tatilin son aksamina geldim. Yarin donecek bi isim olmasa da tatilden donuyorum. Issizlik maasi da bitti nihayet. Tam anlamiyla issiz gucsuz parasiz pulsuz bi doneme giriyorum.

Bu yaz once seneri pesisira halili everdik. Boylece tarihimdeki butun ev arkadaslarim bir yuva sahibi oldu. Darisi basimiza diyelim, mutluluklari daim olsun. Assos az cok ayni, denizi havasi dogasi. Sadece tayfa baskaydi, yine guzel insanlar ama bi deplasman hissinden kurtulamadim. Bambami andik gulceyle ara ara, hey gidi gunler diyoruz.
Bodruma gelmeden izmirde bikac saatligine ara verdim. Cantayi emanete verdigim gibi alsancak otobusune atladim, bu defa dogru cami duraginda indim. Bi sure sevincin onunde bekler gibi yaptim kibris sehitlerindeki ara sokaklara bakindim bos bos. Oturdum kumrumu yedim tek basima.

Bodruma geldigimde daha yeni sabah olmustu. Pastanede pohcalarin cikmasini beklerken babamin hediyesi super telefonum vasitasiyla kalacak yerimi buldum. Hostelde korelisinden finlisine fransizindan amerikalisina insanlarla hosbes ettik "doorm" arkadasligi yaptik. Gunduzleri bilumum koylardaki halk plajlari aksam yemekleri icin garaj lokantasi gece oturmalari icin belediye cah bahcesi. Arada is icin iki gorusme, bi tanesi 6D sinema salonu onunde cazgirlik pozisyonu icin. Beni fazla ciddi bulmus olabilirler.

En azindan bu sicak ve agir gunlerin bi kisminda suyun kaldirma kuvvetinden yararlandim diyelim. Derdimi egenin diplerine birakmaya calistim.

Hedef 2012 almanya. Onumuzdeki sene bu zamanlar ne yapacagimi merak etmeye bi sure daha devam edecegim anlasilan.
Oyle işte.

12 Nisan 2011 Salı

chicago

Şu ahir ömrümde amerikayı da görmiş oldum. Cidden uzakmış be, uçakla 10 küsür saatte gelebildik. Dolu dolu bir hafta geride kaldı, amerikalılar en çok şehirlerini, düzenlerini ve gerçekten görülmeye değer binalarını-yapılarını gösteriyorlar. Bense en çok gözlerinin içine bakıyorum.

Kafaları farklı çalışıyor, başka türlü bir dünyaya doğup başka türlü yaşıyorlar. Her renkten insan ahenk için de olmasa da birlikte geçinip gidiyorlar. Arabadan binaya yemek tabağından kola bardağına herşeyin bu kadar büyük olduğu bir ülkede fazla sırıttığımı düşünmüyorum. Medeni cesaretimden bişey kaybetmemişim.

Dünya tahmin ettiğimden daha büyük galiba. Çini, hindistanı, rusyası, koca bir güney amerikası, asyası, avrupası. Dünya barışı planlarımı gözden geçirmeye başladım, sanıyorum kendi küçük dünyamda kendimle barışmaya çalışacağım.

Burada-chicagoda üç beş gün olsa da kalınca ufaktan şehrin kalp atışlarını duymaya başladım sanırım. Biraz akan kokan sokaklarında dolaşmış oldum biraz şehrin efsanelerini dinlemiş. Ne acılar yaşanmış bu topraklarda ne vahşetler ne rezillikler. Yukarıdan aşağıya; beyazlar, siyahlar, hispanikler ve diğerleri şeklinde sıraya sokmuşlar insanları. Altmışlı yıllarda kanun çıkartıp dönmüşler bu yanlıştan. Artık belediye otobüslerinde renk(ırk) ayrımı yapılmıyor. Bizdeki gibi sadece, yaşlı, engelli ve hamile kadınlara öncelik var.

İnsanlara ve insanlığa inancımı yitirmeye başladım biraz. Zaman zaman çok sıkıyor bu sosyal ilişkiler, kibarlıklar, ikiyüzlülükler. Kafama yatmayan işlere selam olsun diyeyim.

7 Mart 2011 Pazartesi

Yazalım da

ne yazalım..

Sene 2011 olmuş, dile kolay. Şu sözümona herşeyi anlamaya çalışan aklımla bile anlayamıyorum nasıl böyle bir tarihe geldik, nasıl geçti bunca sene.

Teknik olarak gençliğim son buluyor artık, onlarca yıllık kimliğim. Şimdi başka bir role bürünmem gerek, yetişkin, düzenli çalışan, evli, çocuklu ve belki mesut.

Bense alıp aklımı gitmek istiyorum uzaklara, yeni rolume hazırlanmak ve gençliğimle vedalaşmak için.

19 Şubat 2011 Cumartesi

Güzel günler

beni bekliyorsun değil mi?